Takas ticaretin temelidir. Ancak hangi malın değerinin ne olduğu ve karşı taraftaki malı nasıl ve ne miktarda bir malla karşılayacağına dair kaygılar takası güçleştirmektedir. Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı bir değer, birim ya da meta üzerinden işlemlerin gerçekleştirilmesi daha akla yatkındır. Böyle olmalı ki “para” diye bir şey gündeme gelmiştir. Para işlem kolaylığı nedeniyle bir değişim aracıdır. Peki, işlemden sonra arta kalan parayı ne yapmalı? “Dursun bir köşede, bir gün lazım olur”dan tutun da; “düşeş bir şey denk gelir belki.” Hatta “iyi gün var kötü gün var” cümlelerine kadar, para olarak adlandırılan “şeyi” elde tutmanın bir mantığı olabilir.
Bundan sonrası artık paranın niteliği, miktar, değeri, hangi şekilde tasarlanacağı ne gibi işlemlere konu olacağı üzerinedir. Eh söz buraya gelince şimdi kasa, kese, tefeci, banka, kreditör, hazine, merkez bankası, havale, EFT gibi pek çok kavramı konuşabiliriz. Para üzerine kurulan ve kurgulanan bir dünya: Para ekonomisi. Para ekonomisinin en önemli güvencesi para adıyla tanımlanan her ne ise onun bir karşılığının olmasıdır. Hazineler bunun için vardır. Karşılık olarak tutulan altın, döviz ve diğer varlıklar bunun için vardır. Günün birinde, hazinede tutulan bu varlıklar karşılığı, para olarak ortada dolanan nesne ne ise ona karşılık olarak verilir. Paranın arkasında bir otorite vardır. Para denen o nesnenin de bir sahibi ve bir karşılığı vardır. Onu basmak çoğaltmak bir imtiyazdır. Senyoraj hakkı bu demektir.
Konunun gidiş yolu belli oldu. Sanal Para ya da Kripto Para adıyla bilinen “Coin” ler için bir not da biz düşmek istedik. En meşhurlarından, daha az meşhuruna kadar kısa bir tur atalım. FakeCoin olarak çıkartılan paradan, “milli” Coine, 800 kadar kripto paranın piyasa değeri 170 milyar dolar civarında. Rağbet büyük. “Bir siteye girip alıyormuşsun, hatta kredi kartı bile geçiyormuş: 10 kuruşa al, 10.000 Liraya sat; iyi iş.” Hikaye bol. Şehirde efsane bitmez!. Bir ayarsızlık var ama. Özellikle BitCoin için son iki yıldaki değer artışı yüzde 1000 civarında. Bir ara 20.000 dolar seviyesini gören BitCoin şimdilerde 10.000 dolar seviyesindedir. 2017’de piyasada hızla yükselmeye başlayan Bitcoin, Aralık 2017’nin ortasında 20 bin dolar değerine kadar yükselmiş olmasına rağmen 6 Şubat 2018’de ise borsanın düşüşünün etkisiyle de Bitcoin, 6000 dolar değerini kadar inmişti.
Bu arada yüzde 3000 kazandıran kripto paralar da “varmış” derler, biz de duyduk. Bir de liderlere bağlılık anlamında PutinCoin (PUT) yapanları, ya da DogeCoin gibi köpeği için sanal para yapıp listede 35. Sırada yer alanları mı ararsınız, bu alemin meraklısı çok. Söz buraya gelmişken yerli kripto para Turcoin’den sözetmeden olmaz. Türlü spekülasyonlara rağmen 1Turcoin, 100 doları hedeflemiş durumda.
Sözün özü bu işe ciddi yatırım yapanlar olduğu gibi dalga geçmek için kurulanlar da mevcut. DogeCoin gibi bir paranın da piyasa büyüklüğü bir yılda 82 kat arttı. Vatandaşın kolay para kazanma merakı yarın büyük hayal kırıklıklarına yol açabilir. Kazan, “doğururken” iyi de. Ya sonra?
Günlük toplam işlem hacmi olarak 35 milyar dolarlık bir Kripto Para işlemlerinden söz edilmektedir. İzlanda, Bengladeş, Bolivya, Çin, Endonezya, Güney Kore gibi ülkeler Kripto paralı işlemleri yasaklamıştır. Güney Kore sonradan yasağı kaldırınca, aynı gün Bitcoin‘in değeri %5 artmıştır. Paranın takibi zordur. İşlem yapanlar bilinmemektedir. Parayı dondurmak ve durdurmak mümkün değildir. El koymak istenildiğinde tesbit edilememesi nedeniyle, özellikle kara para aklama ve uyuşturucu ticareti yapanlar için bulunmaz fırsattır. Bu haliyle devlet otoritesini sarsabilecek bir niteliktedir. Daha dün gibi cebinde döviz/yabancı para bulundu diye hakim karşısına çıkartılıp hesap verenler ve bundan dolayı yargılananlar… Şimdilerde ise parası muhtelif “Coin”lerde olanlar var. Sınırlı sayıda işletmede kullanılsa, alt coinleri bile olsa henüz çok elverişli olmayan bir durumda.
Coinler arasındaki en enteresan örneklerden Thether’den sözetmek istiyorum. Bu şirket aynı isimle bir dijital para çıkartır. Dijital Thether’in değeri 400 dolara kadar düşer. Haliyle müşterilerine ödemesi gereken para ki bunun değeri 2 milyar dolar kadardır, ama bu para ortada yoktur.
Çalınan şifreler de cabası. Japon Coincheck adlı bir dijital para şirketinin 530 milyon dolarlık bir gerçek paranın şirketten çalındığına dair rapor tutturması ise dikkat çekici bir durum.
Bir de kredi kartıyla kripto para alanları duyunca, “duy da inanma” diyor insan. Her ne kadar yasaklansa da kredi kartı ile dahi Coin almaya çalışanlar var. Hayat boşluk kaldırmıyor. Kripto paralar ile ilgili acil düzenlemeler yapılmazsa yeni mağduriyetleri aktarmaya devam edeceğiz. Kripto para kontrolsüz ve “sahipsiz” EFT gerektirmez. Şifrelerle çalışan bir sistem, adresi ve muhatabı yok. Vatandaş elindeki şifre ile kalakaldığında, müracaat yeri yine devlet olacaktır. Bu yüzden ya bu konuyla ilgili yerel ölçekte, bir Kripto İşlem Merkezi (KİM) gibi bir merkez oluşturulmalı, ya da uluslararası böylesi oluşumların parçası olunmalıdır. Anlaşılacağı üzere “coin”ler bunu istemeyecektir.
Doğrusu şu ki Coinlerle değil, koyunlarla ilgilenmek gerekir. En azından şimdilik…