2017’de Önce Türkiye…
Manzara ortada. Kayseri, Ankara, Istanbul, İzmir… teröre dur durak yok. O kendi vazifesini yapacak; kolluk kuvvetleri de. Kötü kötülüğünü yapacak elbet; iyiler de boş durmayacak. İnancımız tam, Hakk yardımcımızdır! Türkiye çepeçevre kuşatılmak istendiği bu ateş çemberinin ortasında kendini iri ve diri tutmak zorundadır. İktidarı, bürokrasisi, karar organları ile hiçbir gecikme ve ertelemenin telafisi olmadığının farkındadır. Sırf siyasi emelleri için dış güçlerin havuzuna su taşıyanları görüp de anlamak bu milletin feraseti dahilindedir. Eninde sonunda anlaşılacaktır. Bunun için Türkiye, kendi iç dinamiklerini güçlendirmelidir. Karar alması etkin ve hızlı olmalıdır. Anayasa, yönetim ve hukuk düzeni çerçevesinde yapılan tartışmalar bir an önce sonuçlanmalıdır. Kamu politikaları belirsizlik üreten değil çözümcü hale dönüşmelidir. Belirsizlik, politikaların sürdürülebilirliğine engeldir.
İnisiyatif alan bir devlet idaresi, sorumluluk üstlenen bürokrasisi ve hesap veren bir kamu otoritesinin aciliyeti ortadadır. Özellikle terörün acıması yoktur, zafiyetlerin en olmadık noktalarını iyi değerlendirebilmektedir. Sorumluluk ve hesap verme temelli bir yönetim modelinin oluşturulmasının öneminin herkes farkındadır. Bireysel başarı ve bireysel kahramanlıkların bir adım ötesine geçip kurumsal hizmetler ve başarılar öne çıkartılmalıdır.
Türkiye’nin durumu başka ülkelerle kıyaslanamayacak kadar çok değişkenin etkisi altındadır. 2016 başlarken bir yıla bunca olayın sığacağı kimsenin aklına gelmezdi. 15 Temmuz gibi bir felakete rağmen bu hızlı toparlanma, güneyimizde gittikçe derinleşen bataklık olgusu ve hala dost mu düşman mı belli olmayan ve “müttefik” kılığında etrafımızda dolaşan bir sürü ülke var. Mülteci konusu derinleşmektedir. 4 milyona giden bu sayı ülkenin ekonomisi için de doğru planlanması gerekmektedir.
Türkiye değişen şartlara kolayca adapte olabilen bir ülke olduğunu son 20 yılda defalarca göstermiştir. Bir yıl %9 küçülüp ertesi sene %9 büyüme başkalarının kolay anlayamadığı göstergelerdendir. Ancak en önemli sorun olarak “güvenlik meselesi” gündemdeki en öneli konu olarak yerini korumaya devam etmektedir. Özellikle Suriye ve Irak’tan kaynaklanan problemlerin ilk etkilediği ülke hala Türkiye’dir. Özellikle Fırat Kalkanı ve El-Bab operasyonu ile yeni güvenlik konsepti konusunda adımlar atılmıştır. 2017 daha “kararlı” ve istikrarlı Türkiye için önemli bir yıl olacaktır.
Rusya açısından bakıldığında, 2015 sonundaki uçak düşürme olayı ilişkileri bozdu, Türkiye’yi çok kötü etkiledi. Bağımlılık konusunda Türkiye-Rusya ihmal edemeyeceğimiz kadar da işbirliği ve ilişki kanalları açık iki ülke. Yıl biterken, Rus büyükelçinin öldürülme krizi, düşen Rus uçağı ve son olarak Rusya’nın NATO denetçisinin Belçika’da öldürülmesi de Rusya’nın işinin kolay olmadığını göstermektedir.
Amerika cephesinde baş gündem Trump! FED faiz artırımları ikinci plana düştü. Gelişen piyasaların riski FED’in faiz artırımı olacak. Çünkü ülkelerinden sermaye çıkışı olacaktı. Ancak beklentilerin aksine, ilk açıklamalardan itibaren görüldü ki “FED arttırım yanlısı değil.”
İngiltere’nin BREXIT oylaması… anketler, bu sonucu beklemiyordu. AB ülkeleri hatta Bruksel de bunu tahmin edememişti. Avrupa Birliği n’oluyor diyemeden İtalya’daki çatlak sesler ITEXIT, bitmeyen Yunanistan mızıkçılığı GREXIT derken, son gelinen Türkiye AB ilişkileri itibariyle “sırada TUREXIT mi var?” demeye başladık… Ancak ihracatımızın yarıdan fazlasını yaptığımız AB ülkeleri ile tırmandırılan gerilimin faturası ekonomiye kesilmektedir. Daha zor günlerden geçen Türkiye, bu tür problemleri atlatmayı başarabilmiştir. Bunun da üstesinden gelecektir.
Fitch gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının belirleyiciliği, bağlayıcı olmaya devam etmektedir. OPEC’in petrol arzını kısma kararı sonucunda yükselen petrol fiyatları, altındaki yukarı doğru hareketlenme 2017 için sıkı bir yıl olacağının ilk göstergeleridir.
Ancak umut, bütün ihtişamıyla, bir şafağın doğuşu gibi karşımızdadır.