Ekonomi Toparlar mı?

Dolar 10 ₺ olur mu? Merkez Bankası battı mı? Türkiye kepenk indiriyor mu? Bu soruyu kötümserlere sorsa idik… Yandı, bitti, kül oldu gitti. Kalan ne ki? Doları görmüyor musun?   Borç boyu aşmış… Burada duruyorum.

İyimserler her zamanki gibi Rasyonel. “olur böyle şeyler.. geçer geçer. Biraz zorladı ama biz ne fırtınalı günler gördük, hallederiz.” düşüncesinde …

Buradan başlayalım Türkiye’de bir “kara mizah” var sanki. Kara diyen, kara çalan, kara donlu, kara dinli ne varsa pek muteber. Atasözlerimiz de haklı çıkartıyor bizi:

“Doğru kendini anlatana kadar, yalan dünyayı dolaşırmış.” Olur mu, olur…

7 Mayıs’ta  Twitter’da BBC Türkçe sayfasında bir twitt vardı:

 “İngiltere hükümetinin:  “Türkiye’den alınan 400.000 adet koruyucu önlük İngiltere’deki standartlara uymuyor, kullanılabilecek durumda değiller.” denilmekte idi. Haberden ziyade, bir sitem twiti idi sayfadaki.  Olay tam bir hayal kırıklığı. Böyle bir zamanda özensiz mala mı yanarsın? Bir ekonomi hocası olarak.. Bundan üç otuz para kar etmeyi düşünen işletmeye mi kızarsın? Denetimsiz malı yollayana mı? siparişte eksik bilgi geçen satın almacıya mı? kızacak birini ararken… Whatsapp üzerinden 14 farklı kişiden haber bana gelmiş: Soruyorlar… bir kısmı sorguluyor, diğer birileri ise “bu ne biçim iştir” diye veryansın.

Zaten dertliyim.. acımı kendim çekiyorum. Bu ne diye twitterda bakınca… 1500 beğeni, 4000 ‘den fazla RT aldığını gördüm. Düşünebiliyor musunuz, Bir olumsuzluğu yayma yarışı da var. Kardeşim neyin kafasını yaşıyorsunuz? Bu twit ile Türk devleti madara edilmek isteniyorsa siz ne diye bunun davulunu çalıyorsunuz? Sanki bir kısım hızlı Gonzales’in alayı gazeteci olmuş da “haber atlatmak istemiyor” anında “kesin haber yayalım” telaşında.

Bu arada başka kanallarda da İngiltere tıbbi malzeme haberi yayılıyor, görüyorum.  Soruyorlar, ihtimal vermiyorum ama fena moralim bozuldu, canım sıkıldı… Bu hadise kimin başının altından çıktıysa, “derhal” “sorumlularına işlem yapılmalı” diyorum. Ama yine de “bu yapılmazdı, hele bugün, bu zamanda hiç yapılmazdı.” diyorum.

Bizim twit muhabiri insanımıza şaşırdım. Bu iyi bir şey değil ki.. neyin davulunu çalıyorsun sen dayı, bacı? Olay kötü bir şey senin neyine yaymak, RT yapmak?… O haberi yaydın diye sana yücelerden “aferin mi gelecek?” Anlamıyorum bu insanları… kendi kendine hakaret etmek, aşağılamak, kötülemek bu kadar “level” atlamamıştır.

TV’lerden haber spikerleri okuyor haberi. BBC’deki twit tekrar tekrar okunuyor. İçim dışıma sığmıyor… “ Sallandıracaksın iki tanesini… “ diyorum ama… Hala ihtimal vermiyorum. Yahu, vardır bir şey!…  ama ney? Konduramıyorum.  “Yok, parasız gidenler onlar..” diyeni mi ararsın? “bedava olunca bu kadar olur” diyeni mi?  “buldun da…” diye başlayıp sonu bitmeyen cümleler kuranları mı?

Ertesi gün…  Bu sefer İngiltere büyükelçisinin  twitini gördüm. Sonu gelmedi. Adam büyükelçi.. önce haberi sonuna kadar okuyor; en sonunda “doğru değildir!” diyor…

“İngiliz Büyükelçi Chilcott: Türkiye’den yollanan 400 bin kişisel koruyucu ekipmanın kullanılmaz olduğu haberleri doğru değildir.”

Satırın sonuna geldim gelmesine de bittim. Derin bir,  “Ohhh!…”  çektim. Ciğerlerim bayram etti. “Sana şükürler olsun ya Rabbim!”  diyorum.  Bari bugün fırsatçı olarak anılmadık, öyle tanınmadık.. kandırmadık. Sağol “Chilcott” arkadaş!…

Bu yazıyı yazarken aklıma takıldı. Acaba Büyükelçinin o twitini kaç kişi gördü? diye merak ettim.

45 RT,   227 beğeni var… Şaşırdım… Dondum resmen. Bir daha baktım, yok! Doğru görmüşüm. Yahu arkadaş yalanına 4 bin beğeni, neyini beğendin a mübarek insan? 1500 de RT…   Doğrusuna bu twitter canavarlarının kılı kıpırdamamış… Ne diyeyim: Önce kendimiz isteyelim, sonrası gelir işte.  Doğru haberlere, güzel haberlere ihtiyacımız var.

“Ekonomi bunun neresinde?” derseniz.. moral bozmayın! Sıkı durun. Birbirinize destek olun!  “Dostumuzun yüz karası düşmanımızın maskarası” olmaya hazır olmak  önce kendimize zarar verir.  İyi olacak! Ekonomi önce algıdır. Yeter ki moral olsun, umut olsun, güven olsun. “Rasyonel beklentiler” diye ciltler dolusu kitabını yazmışlar bunun. Rahmetli Sadık Acar hocamı da buradan hayırla anayım tekrar.

Güzel düşünün! Bizi çok güzel günler bekliyor…