Sinan Çetin’in 1934 yılında Anadolu’da türkü çığırılan bir mekana gelen askerlerle oradakiler arasında geçen diyaloğun anlatıldığı kısa filmin adıdır, Mutlu Ol! Sonunda iş tatlıya bağlanır ve herkes mutlu mutlu gider. Çünkü “Türkü”yle mutlu olanlar ellerindeki “telli sazla” her bir müzik eserini icra edebilmektedir. Nostaljik bir tur isteyenler burayı tıklayarak bu kısa klipe ulaşabilirler.
Şimdi de daha mürekkebi kurumadan paylaşılan mutlu ve mutsuz ülkeler araştırmasından söz edelim. 65 ülkede 64 bin kişi ile yapılan bir anket bu. WIN/Gallup araştırma şirketi tarafından yapılan “mutluluk anketi”ne göre en mutlu ve mutsuz ülkeler sınıflandırılmış. Bu sene 38. defa yıllık olarak yapılan bu ankette 2014’te dünya genelinde mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı geçen yıla göre 10 puan artarak yüzde 70’e yükselmiş durumda.
Hemen merak edenler için not düşmekte fayda var, en mutsuzlar arasında yer almasak da pek de mutlu görünmüyoruz. Türkiye, en mutlu ülkeler sıralamasında 65 ülke içinde 56’ıncı sırada yer almış. Anket katılımcılarının yüzde 46’sı mutlu olduğunu söylemiş bulunuyor. “En mutlu ülkeler sıralaması”nda Fiji birinci durumda. En mutsuzlar Irak’ta.
Ankete katılanların yüzde 93’ünün “mutluyuz” dediği Fiji, en mutlu ülkeler sıralamasında ilk sırada; onu sırasıyla Kolombiya, Nijerya, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Hindistan, Panama, Arjantin, Finlandiya ve Endonezya izlemiş..
En mutsuzlara ilişkin Iraklıları Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan izlemiş.
En mutlu kıtalar Afrika ve Asya, Avrupa mutsuz… üstelik en mutlu iki kıta Afrika ve Asya, 2015’ten de umutlu. Gelecek yılın iyi bir yıl olacağına inanan ülkelerin başında Nijerya yer alırken, en karamsar ülke Lübnan oldu.
Araştırmada, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılı sebebiyle ülkesi için savaşıp savaşmayacakları da sorulmuş. 2014’te Ülkesi için savaşmaya hazır Afrikalılar %77, Asyalılar %71 ve ABD’ller %44 çıkmış.
Mutlu eden faktörlerin başında güvenlik ve asayişin tesis edilmesinin geldiği görülmektedir. Ekonomik nedenlerin mutluluğa katkısı daha sonraki bir faktör olarak yer almaktadır. Maslow’un 1900’lerin başında yaptığı ihtiyaçlar hiyerarşisine uygun olan bu durum ülkelerin önceliklerini belirlemesi konusunda da dikkat çekicidir. Bu bağlamda güvenlik zafiyetinin ülkeler ve insanlar için önemi tekrar laboratuvar misali incelenmiş ve ispatlanmış oldu. Türkiye’nin de içinden geçtiği süreçlerde bu konu önemini korumaya devam edecektir.
Öncelikle akıl ve beden sağlığını koruduğumuz; refahımızı da iyileştirdiğimiz bir yıl olması dilekleriyle 2015’e merhaba…