Herkesin dilinde bir CDS… “Risk Primi” de dedik. Kredi sağlayanlar, alacaklarını tahsil edemezse, alacaklarını sigorta ettirmesinin karşılığıdır. Risk var mıdır? Evet her alacakta bir tahsil sorunu ihtimal dahilindedir. Ama bunun bir “makulü” olmalıdır. CDS yüksekse ülke hakikaten sorunludur. Ödeyememe durumu vardır. Finansman başka amaçlara hizmet edecektir, borç kapısı sınırlandırılmalıdır. Ya da örtülü/açık bir ambargonun aracıdır. Buna finansmanın kullanılacağı alan gerekçe gösterilerek peşin bir caydırma söz konusu olabilir.
Mesela Yunanistan… Yıllardır bir borç sarmalında. Borç acziyeti olan bir ülke. Saç traşı, (hair cut) diye diye faizlerden bir miktar sildirdi ama ana para durdukça, borç baki…
Sadece Almanya’ya borcu dahi inanılmaz bir boyutta. Şansölye Merkel baştan Yunanistan ve diğer borçlu ülkeler (Portekiz, Italy, Greece, Spain) için baş harflerinden oluşan İngilizce’de “domuzlar” anlamına gelen “PIGS” demişti. Tabii iş bununla bitmiyor. Kalktı Yunanistan’a gitti alacakları için. Yoğun sokak gösterileri ve protestolarla karşılandı. Ama Yunanistan’ın “hava limanlarının 39 yıllığına kullanımını” alarak işi tatlıya bağladı.
Hikaye eskidir. Yunanistan’a, Moro Yarımadası’nda bağımsızlık verildikten sonra kuruluşun üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ülkeyi yönetecek bir kral bulunamaz. Yunanistan’ın bağımsızlığını sağlayan Rusya, İngiltere ve Fransa Yunanistan’ı yönetecek kralı da ithal ederler: Bavyera Prensi I. Otto adı ile Yunanistan tahtına oturtulur. Yunanistan’da Alman etkisi taaa!.. en başından beri vardır.
Şimdi Almanya ve dolayısıyla AB’nin Yunan sempatisinin kökeni budur. Yunanistan bu kadar borç batağında ve bütün tersaneleri ve havalimanları ile teslim alınan bir ülke olarak CDS’i kaçtır dersiniz? 70… Yazıyla “yetmiş”.
Borç ödeme konusunda sorunlu bir ülke böyle bir CDS yükü öderken; Türkiye neden faizinin 3-5 katı sigorta primine maruz kalmaktadır? Türkiye risk primi uzun süredir 300’dür… Ancak gün olmuş bu rakam 650’lere ulaşmıştır. bunun anlamı ekstra %6,6 yük demek. Sigortası, faizi aşan bir bedel…
En düşük dönemi 2017… O zaman için 150 ile yılı tamamlasa da sene başında 280 seviyelerinden başlamıştır. Ekonominin performansı ile rakamda bir düzelme görülmüştür.
CDS hakçasına bir hesaplama değildir. CDS ülkeleri kendilerine göre bir analize tabi tutma yöntemidir. CDS kendisi sigortasından pahalı bir araçtır. Özellikle Türkiye gibi ülkelerin başının üstünde sallanan bir kılıç gibidir. Ülkelerin daha maliyetli borçlanmasının ve kaynak temininde zorluk yaşamasının sebebidir.
Bunun adı dolaylı sömürüdür. Sermaye grupları ellerindeki fonları daha maliyetli bir şekilde kullandırtmakta, finansman ihtiyacı olan ülkeler de daha pahalıya borçlanmaktadır. Endeksler ve Risk Primi hesaplamaları konusunda sürekli uyarı/düzeltme talepleri yetmemektedir. Çok boyutlu bu endekslerde oluş(turul)an hatalar ile dolu raporlar ülkeler için yeni sömürü aracıdır. Hesaplamalar hem ülkenin daha yüksek maliyetle borçlanmasına neden olmakta, hem de ülkemizin entelektüelleri hala bu hatalarla dolu hesaplamaları referans almaya ve Türkiye’yi endekslemeler üzerinden aşağılamaya devam etmektedirler.
Rusya, ABD ve AB hassas dengeleri, İsrail-Filistin geriliminden Libya hatta Doğu Akdeniz’e uzanan her türlü siyasi riskler, jeopolitik riskler veya yönetim riski bahane edilerek Türkiye sürekli zor tercihlerle karşı karşıya bırakılmaktadır. Çok boyutlu veri setleri tek boyuta indirgenerek, ulus devletlerin sermayenin kontrolü altına girmesi sağlanmaktadır. Türkiye açısından bu düzenin sürdürülebilirliği kalmamıştır.