Jetgiller’i çocukluğuyla birlikte hatırlamayan yok gibidir. Hele ortalığı derleyip toplayan, silip süpüren ve pek çok işin üstesinden gelen robot Rosie gibi bir yardımcıyı kim istemez? Her ne kadar 30 küsur senedir böyle bir robotu, konu-komşuda, hiç kimsede görmesek de artık “ayak seslerini duymaya başladık”. Bir robot ki kendi iş planını yapıyor, işini yürütüyor ve sonunda molasını bile verebiliyor. Rozi’nin buradaki görevi sadece kendine yüklenen belirli bir işi yapması değil; bir karar destek sistemi ile, iş planı ortaya koyabilmesi, önceliklendirmesi, hatta etrafı topladıktan sonra kendine kahve servisi yapabilmesidir. Çocukluğumuzun ara sıra da olsa “arıza” moduna geçen kahramanları arasında yer alan, bu şirin sevimli teneke yığını, hayali bile güzel, o haliyle kalkıp gelip evimize misafir olabilmiştir.
Teknolojik dönüşümün öyle bir kıyısına geldik ki gecikme ile artacak maliyetleri kimse göze alamamaktadır. 5G ‘ye giden süreçte 4,5G oldukça ziyadesiyle önemsenmektedir. Sadece hız değil mesele, aynı zamanda yazılım ve araştırma potansiyelini harekete geçirebilecek bir uygulama olarak kabul edilmektedir. Hızın ya da süratin felaket olduğuna dair çok sayıda slogan ikazlarına rağmen, iletişim söz konusu olduğunda hızın bereketinden, etkinliği arttırmasından söz edilmektedir. Şimdilerde artan hızın, kullanım kotaları üzerine etkisine dikkat çekilmektedir. Ancak bilgiye ulaşımdaki bu süratin tetikleyiciliği ihmal edilmemelidir.
Dünyanın 5G ‘yi konuştuğu bu dönemde 4,5G, sondan bir önceki düzlük olarak görülmelidir. Bu yüzden bilişim ve teknoloji yatırımlarının doğrudan kaldıraç etkisi oluşturacağı yer “kalkınma” olacaktır. Yılda 15 milyon cep telefonunun girdiği bir ülke olarak özellikle bu teknolojiden yararlanma miktarı yarı yarıyadır. Cihazların ise %40’ının bu sisteme uyumlu olduğu bilinmektedir.
Belki de en önemlisi, bütün bunlar konuşulurken bizler, zihniyet ve davranış olarak Endüstri 4,0 veya 4,5G uyumlu muyuz, biraz bu konuya bakalım. Tabiidir ki “Zihniyet 4,0” olmadan, “Eğitim 4,0” olmadan Endüstri 4,0 konusu fantastik kalmaya devam edecektir. Bütün bu süreçlerde firma otomasyonlarından teknik donanıma kadar gerekli altyapı sağlamak önemlidir. Eğitim, kurs, seminerler bu süreci hızlandırıcısı olacaktır. Bir ara herkesi ilgilendiren ve Türk Ticaret Kanunu ile herkesi heyecanlandıran, firmaların web sayfası hazırlama zorunluluğu süreç için önemliydi. Web sitesine taşınmanın ardından, “buluta taşınmaların” da mümkün olması beklenirdi. Bunun ardından KOBİ’ler dijitalleşebilirdi. O gün “istemezük” lobisinin etkisiyle, bu konu tehir edildi. Ancak bir yanımız hep bu dijital dönüşümü istedi. Bu gelişim zor değil. Böylelikle firmalar beşeri kapasiteyi geliştirir eleman istihdamına gidebilir, bu alanda profesyonellik devreye girebilirdi.
Nihayetinde gerek 4,5G, gerekse Endüstri 4,0 bir ortamdır. Bu ortamın nitelikli kullanılıp firmaların bu yeni imkanlardan yararlanması, ülkemize zaman kazandıracak yeni fırsatlar sunacaktır. Şöyle demek daha makul belki: firmaların yarısının web sayfasının olmadığı ülkemizde, sosyal medya “eski arkadaşları bulmanın bir aracı” olmanın ötesine geçebilmelidir. İmkanlar fırsatlarla komşudur.